29 Aralık 2007 Cumartesi

Bitti Sensiz Yıl Annem

Canım annem birtanem gültenlim. Bak yarısını seninle gecirdigim yılım bitiyor.Yeni yıl geliyor diyorlar benim umrumda seninle hic yasanmamıs takvimlerde yer alacak yılı ben ne yapayım?Kutlamalar bana göre mi?Seninle gecen yıl bu yılı karsılarken evde ne hayaller kurmustuk hicbirinde Ölüm yoktu.Sensizlik bea annem sensizlik icim acıyor dün cok agladım.O kadar özledim ki seni .Yalan oldu hersey.İş güc olsa ne olur diyorum geride sorumluluklarımız var.Bilioyrum kardeslerimi emanet ettin bana.sahip cıkmam lazım.Sensiz bos annem ve cok zor.
Seni bu kızın Ölene Kadar seninle buluşana kadar yarım yasayacak dua edecek özleyecek.

Bitanemsin

13 Kasım 2007 Salı

BAK KASIM GELDİ ANAM

Canım annem geçen pazar yanına geldigimde ne kadar agladı isem artık mezarlıgın icinde kaza yaptım.buyuk birşey degil.Duysan eve gelir gelmez beni basardın bagrına.
İNANDIK DOKTORLARA
OYLE BOYLE DEDİLER
DOKTORLARDA NE BİLİR CİGERİN ACISINI
AKDENİZ TIPTA KOYDUM CANIMIN YARISINI
CANIMIN YARISINI

Çok özlüyorum.Olmadığın her gün daha çok agresifim.Bir an aklımdan cıkmıyorsun.
YAŞ AKAR GÖZÜM SIZLAR
NE KALIR GERİSİNE
HERKESİN BİR DERDİ VAR
DURUR İÇERİSİNDE

Annem sensiz çok zor.Aile de herkes artık ayakta duramaz oldu.Ben hala zerre öldüğüne inanamıyorum.Daha ben evlenecektim Sen torunlarına bakacaktın.hani oyle anlasmıstık ya en son.
Neden rüyalarımızada gelmez oldun? Sen oralarda naparsın?İnanılmaz bir duygu karabasan bu senin topragın altında oldugunu dusunmek.İnan hic kimse zerre minicik çare değil.Bir sendin anam bu dünyada arkamı dönüp gidebileceğim.Sen yoksun ben her yanımı kollayamıyorum.Kimselere güvenemiyrum.Sana sorardım Fikrin önemli idi benim icin sana belli etsemde etmesemde .
Bir gelsen Kızım iyiyim ben desen sımsıkı sarılsan rüyamda bile yetecek bana.İnsan rüyasından medet umar mı?İŞte bu kadar aciz insan.Bu kadar çaresiz.Eğer İmanımız sayende güçlü olmasa idi inan anam su anda isyanda idik.Sensiz bu kızların oğlun ne yapacağını bilemez oldu.
AYRILIK DEFTERİNİ ELİMİZE VERDİLER.
BU KONUSANLAR NE BİLİR
CİGERİN ACISINI

herkes anasının dizinin dibinden ahkam keser.Donun hayata diye.Ne bilsinler HAYATIM sendin.Dönülecek bir yer kalmadı bana.

Bu gece hiç olmazsa 10 sn da olsa GEL anamm..

29 Ekim 2007 Pazartesi

29 EKİM

Canım Annem;

Bugun 29 Ekim..

Hem Bir Bayram Hem Bir Yas Bize.Sen yoksun .Ama bugun dogumgunun.53 .Yas günün kutlu olsun anam.52 senede vazgectin dünyadan gittin ama İnan biz artık yaşadıgımız sürece her sene bugun biz kutlucaz d.gununu.Kızların ve Biricik Oğlun mezarındaki çicekleri sulamayaa gelecek bugun.Sana kavusacagımız gün son nefesimiz olsa da hasretle bekleyecegiz anacım. O son nefeste yanımızda ol annecim bizi sen karşıla sen götür gideceğimiz yere.Sensiz bir dünya zor zaten ALLAh ahirette bizi asla ayırmasın.Sensizliğe dayanamıyoruz.

Seni çok seviyoruz.

Kızların ve Biricik Oğlun

25 Ekim 2007 Perşembe

YALAN DUNYA DORT MEVSIMDE BİR BAHAR OLUR.

Annem Günaydın bir gün daha baslıyor gene senle ben bir arada öpücüklerin yok ama yüregimde biliyorum.Bu arada bir sarkı buldum sadece sana dinliyorum.Buraya eklyeebilirsem tüm dünya duysun.YALAN DUNYA DORT MEVSIMDE BİR BAHAR OLUR.

Bak Ekim Bile bitti D.gunun geldi ANAM

Annem ekim ayına geldik senin dogumgunun 29'u.Kac gun kaldı ki normalde 4 gun sonra senin d.gununu kutlardık sen istemesende mutlu olurdun kızlarım unutmadı diye.
O gözlerinin gülen halini bizi saran halini unutamıyorum unutmak da istemiyorum.
ANNE kelimesi her gectiginde ANAM diye gözlerim doluyor kalbimde bir sancı.
Ölüm ne kadar zormus sensiz gecen günler bak bir gecede hayatım nasıl degisti
YOKSUN ve ben VAR mıyım bu soru cevapsız ANAM.Sen yok iken hersey eksik
sanma biz güle oynaya hayatımıza devam ediyoruz.Teyzem bir onceki geldiginde 14 temmuz dogumgunu demisti ya biz o gun seni kaybetmistik aklım almıyor belli mi idi diye?
İnsan yakınlarının kıymetini bilmeli imis.Hep olacaklar sanıyor insan annesini kardesini babasını kocasını yakın arkadaslarını ama oyle degilmis anam.
Sen gittiginden beri kararlarımız dengesiz cunku denge unsurumuz YOK sen YOKSUN..

Yeni bir ortaklık yaptık işler de iyi gidiyor Şükür ama sen göremedin.Diyemedin KIZLARIM sizinle gurur duyuyorum.Yada tam tersi.Agzından cıkacak bir söze hasret kalmak ne kadar kötü.
Sana şöyle bir derinden sarılmak sarılmak sarılmak koynunda bir 10 sn icin su an sahip oldugum herseyi feda ederdim.Bir an önce sana kavusmak icin bekliyorum ANACIM ALLAH ım bizi Ahirette sonsuza dek bir arada tutsun.AYIRMASIN.

Dogum Gunun KUTLU Olsun ANAM Mekanın Cennet olsun

8 Eylül 2007 Cumartesi

Kac gun oldu

Bilmem kaç ömür gecti sensiz annem.Bugun kac gün olmus gun ay hafta aylar olmus annem.İiçimdeki volkan buyuyor.Mezarındaki cicekler büyüdü.Ben se küçüldüm.Geceleri gözüme uyku girmiyor.Uyuyamam günlerdir.Hafızamdan silinip gitmeni engellemek icin hep seni düşünüyorum sabahlara kadar.Yaşarken seni üzdügüm her an icin azap cekiyorum.Şimdi ne kadar istersem isteyeyim telafisi yok bir cok seyin geri dönüsü yok kacırılan tüm fırsatların.Bir kere daha sansım olsa diyorum hep ama maalesef ahirette bulusmaktan baska sansımız kalmadı.Gözlerimdeki yaş ne kurudu ne dindi rüyalarımda seninle olmak istiyorum gelmediğin icin uyumuyorum.Bu kızın bu yalnız kızın seni cok ÖZLEDİ.Sensiz kimsesiz,sahipsiz,korunaksız.Ellerini öpmek ,gözlerinden hic ayrılmamak istiyorum.

ANNEM SENİ COK SEVİYORUM.Tek Hasretimsin.

28 Temmuz 2007 Cumartesi

aNNEM yOK aRTIK bENİM

Annem yok artık.Beni düşünen kalbi yok.Bitti.
Umutsuz olmak istemiyorum.
Umutsuzlugun bir çıkar yol olmadıgını biliyorum.
Annem yok artık,yeryüzü çok gördü onu,
Kalabalığın arasında kuş gibi çırpınan varlığını
Çok gördü
Dalgın yüregini çok gördü
Bizim için çarpan,kaygılarla dolu yüreğini.
Annem yok artık.Bu kesin.Gelinecek bir yere gitmedi.
İşte geldim çocuklar demeyecek
Nasılsın yavrum demeyecek
Sobanın yanında oturup uzatmayacak yorgun ayaklarını,
Sabah kahvaltılarının masası olmayacak artık,
Yine gel demeyecek,
Çıkarken ben kapıdan,çıkıp karanlığa karışırken
Yeni bir dönemi başladı ömrümün,
Annemin olmadığı dönemi,
Onu yüregimin üstüne nasıl bastırmak
İstediğimi bilemeyecek artık.
Gençlik dönemleri birşey anlatmıyor bana,
Aklımda hep son dönemlerinin annemi
Hayatım sürüp gidecek,annem olmadan,
Çocuklarım oldugunda onlara annemi anlatabileceğim
Sadece.
Fotoğraflarına bakacaklar,
Ufarak,biraz mahsunca bir kadın
Küçücük tozlu pabuçlarıyla merdivenleri tırmanıp
Kapımı açıp girmeyecek
Yüreği dopdolu,trafikten insanlardan şaşkın,

28.07.2007

CAnım anam geri donulmez yoldasın biliyorum.Bak tam 14 gün oldu.Kocaman ONDÖRT gun.Yoklugunda.Yarın benim dogum gunum anam.Sen yoksun ben dogmusum Ölmüsüm ne fayda ANAM.27 sene gecmis Ömrümden.Seninle gecen her dakikası o kadar kıymetli imis ki neden bilemedim.Bazı zamanlar neden seni bu kadar uzdum.DOST YUZLU yalancılar kapımda anam.Sen olsan bunlar boyle mi olurdu?Nasıl bırakıp gittin beni.

SENİ COK OZLEDİM ANAM

24 Temmuz 2007 Salı

İçimde kanayan yaralar 40 Atesten olusan bir yangın

Yangınlarım artarak ilerliyor.İnanmamısım su ana kadar ben.Halbuki onu biz hep beraber yıkamadık mı?Definine hep beraber Şahit olmadık mı?Her tarafını kapattıklarında o bembeyazlar içinde uyuyor gibi değil mi idi?ALnında elinde yüzünden defalarca öpmedik mi?Sanki onlar rüya idi.ANNEM yasıyor mu?Mezarının basında onlarca kez dua okuduk ama o burada sanıyoruz.Resmi bilgisayarımın üstünde.GÜn içinde kac kere oldugunu bilemediğim aglama krizlerini tutulmuyoruz.Neler oluyor?Bu eve bu ates nereden nasıl düstü?Hani biz diye başlayan cümleler de ne demek.....
Tamda bu zamanımda bana bu mailler geliyor.ANnemi birilerinin rantı uğruna mı kaybettim ben?DEĞERMİ İDİ?

Namuslu Hekimlerden Korkunç İtiraflar ! SSK ve Devlet Hastanelerinin yükünü azaltmak ve halkın özel hastane olanaklarından yararlanmasını sağlamak bahanesiyle yaptığı, özel hastanelerden hizmet satın almasını sağlayan düzenleme insan hayatını tehdit eder boyutlara ulaşmış durumda. İşte Tüyler Ürperten İtiraflar SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı’na bağlı hastalar, özel hastanelerde en kalitesiz malzemelerle ameliyat ediliyor. Özellikle kalp ameliyatlarında kalitesiz kataterler, iplikler, stentler, balonlar kullanılıyor. Özel hastanelerin hemen hemen hepsi katater, idrar sondası gibi tek kullanımlık malzemeleri, aynı kan grubundaki birkaç hastada tekrar tekrar kullanıyor. Böylece az ve ucuz malzemeyle çok sayıda hasta ameliyat edilerek ‘sürümden’ kazanılıyor. Bir paket programından özel hastane %10 civarında kâr elde ediyorsa, malzemeleri tekrar tekrar kullanarak ya da kalitesiz malzeme kullanarak kâr oranını % 35-40’lara çıkarabiliyor. Ameliyathanelerin durumu içler acısı. İstanbul’daki yaklaşık 26 kalp-damar cerrahisi merkezinin en az 20’sinin ruhsatı uluslararası standartlara uymadıkları için iptal edilmeli. Devletin sağlığa ayırdığı % 5’lik bütçenin % 80’i ilaca gidiyor. Ancak Türkiye’de ilaçla ilgili bir tasarrufa gitmek imkânsız. Çünkü bir anda karşınızda ciddi devleri bulursunuz. Ayrıca pek çok hekim yazdığı her reçeteden ilaç şirketi tarafından prim aldığı için, bu sistemi yıkmak zor. Daha uygun fiyatlı muadili olmasına rağmen ilaç şirketinden para alan doktor pahalı ilaçları hastaya aldırıyor. Özel hastanelerde doktorun hastayı kurtarmak için elinden geleni yapması, hasta cebinden ek para ödemediği sürece imkânsız. ……..…her şeye göz yumuluyor. Denetim yapılmıyor; ‘göstermelik’ yapılan denetimlerde ise sadece cihazlara, odalara, tuvaletlere bakılıyor. “İnsanlar Ölsün ki Daha Çok Kazanalım.” Diyen Doktorlar Artık bütün vatandaşlar özel hastanelerden yararlanabiliyor! Özellikle de yıllardır SSK ve Devlet Hastanesi kuyruklarında sürünen vatandaşlar, artık en lüks özel hastanelerde ameliyat bile olabiliyorlar! Bu olanak, sosyal güvencesi olan vatandaşı mutlu ediyor. Ama hiçbiri, hastanelerde kendileri için en kalitesiz malzemelerin kullanıldığını bilmiyor.
Bunu bilen, özel hastanelerde bu uygulamalara tanık olan ve hatta kalitesiz malzemelerle ameliyat yapıp ‘vicdan azabı’ çeken bazı hekimler, korkuyor. Hem ameliyat ettikleri hastaların ölmesinden hem de bu gerçeği kamuoyuyla paylaşmaktan. Çünkü işlerini kaybedebilirler, bir daha asla hiçbir yerde iş bulamazlar. Dahası yargılanıp mahkum edilebilirler. Yani bir yanda ‘Hipokrat yemini’ne uygun çalışmak isteyen doktorlar öte yanda daha iyi yaşamak için “Hastalar ölsün ki daha çok kazanalım.” diyen doktorlar. Daha çok kazanma duygusunun hekim dünyasında ağırlık kazanmış olduğunu belirtiyor namuslu olanları. Durumdan çok rahatsızlar. Bu nedenle isimlerini vermeden anlatıyorlar. Bunların kısmen bilindiğini söylüyorlar ve kamuoyunun bütün yapılanları bilmesini istiyorlar. İsimlerini vermeyen hekimlerin itirafları arasında en korkuncu ise bir kere kullanıldıktan sonra kesinlikle çöpe atılması gereken tıbbi malzemelerin, ‘tasarruf’ olsun diye aynı kan grubuna sahip hastalarda tekrar tekrar kullanılıyor olması. Peki, SSK, Emekli Sandığı ya da Bağ-Kur hastaları neden en kaliteli yerde bile en ‘kalitesiz’ sağlık hizmetini alıyorlar? Cevap çok korkunç ………………….Adının açıklanmasını istemeyen bir hekim şu bilgiyi veriyor: “15 bin YTL’lik bir kalp ameliyatına, hükümet 5-6 bin YTL ödüyor. Maliyeti yaklaşık 15 bin YTL olan bir kalp ameliyatının 5-6 bin YTL’ye mal edebilmesi için 5 milyonluk iplik yerine 1 milyonluk iplik kullanılıyor. 2.000 dolarlık ilaç kaplı stent yerine, damarda sağa sola kayarak kısa sürede kalp krizine yol açabilen 170 dolarlık stentle hasta ameliyat ediliyor. Ödeme gücü olan ise devletin verdiği paket fiyatın üzerine 5-10 bin YTL eklenip en kaliteli malzemelerle ameliyat ediliyor.” Ama SSK, Emekli Sandığı ya da Bağ-Kur’dan gelen hastaların çoğu bu bedeli ödeyemiyor. ……………………çok düşük fiyatlara yaptığı paket anlaşmalar ise özellikle tek kullanımlık malzemelerin artık kullanılmaz hale gelene kadar tekrar tekrar kullanılmasına yol açıyor. Peki, bunu yapan özel hastanelerin oranı ne kadar yüksek? “Bunu hepsi yapıyor, ama biz yüzde 90’ı diyelim bari.” diyor yine adının saklı kalmasını isteyen bir cerrah. Bazı yetkililerden aldığımız bilgilere göre, hastanelerimizdeki tek sorun kullanılan malzemelerin kalitesizliği değil. Ameliyathanelerin durumu da içler acısı. Bir kalp-damar cerrahının ağzından çıkan şu sözler insanı şok ediyor: “İstanbul’da kalp-damar cerrahisinin yapıldığı yaklaşık 26 merkez var. Ancak bu merkezler ABD’de ya da Avrupa’da olsalardı, en az 20’sinin ruhsatı iptal edilirdi. Çünkü hiçbiri ameliyathane şartlarına uygun çalışmıyor.” Paket programdaki bir hastanın ‘kaybedilmesi’, hastane açısından daha kârlı olduğu için, hastanın yaşayıp yaşamaması da çok önemsenmiyor. Bir insanın ölmesi “eks olmak” olarak adlandırılıp sıradan bir şeymiş gibi karşılanıyor. Devlet ve SSK Hastaneleri’nde çalışan doktorlar, bütün bu ölümcül gerçekleri bildikleri halde, daha çok kazanmak için, hastaları kendilerinin de çalıştıkları özel hastanelere yönlendiriyorlar. Ölen her hasta bu doktorlara daha çok kazandırmış oluyor. Çünkü bir hasta erken ölürse hastane doktorları; tıbbi malzeme, ilaç, yoğun bakım gibi masraflara girmeden ve tedavi süreciyle yorulmadan paket fiyatını cebe indirmiş oluyor. Not : Bu ileti Türkiye’de 2 milyon internet kullanıcısına gönderilmiştir ancak yetmez! Sağlık sektöründeki bu inanılmaz sömürüye, para hırsıyla insanları ölüme götüren doktorlara dur deyin ! Namuslu hekimlerimizin bu itiraflarını herkese ulaştırın !

14.07.2007

Bu gece hayatımın en zor gecesi.İçimde bir dünya boşluk bırakarak ANNEM gitti.13 Temmuzu 14 Temmuza baglayan gece sadece 5 dakika daha dünyaya dayanabildi.ANcak on gun sonra ben birşeyler yazabiliyorum.Elim ne klavyeye gider oldu,nede kalbim dünyadan birşey ister oldu.Canım çekildi annem ile birlikte.Aglama krizlerim hic dinmedi.Halbuki ben ona daha yeni kan ve trombosit getirmiştim.Yoğun bakımın önüne geldim.O acı sesi duydum.DITTTTTTTTTTTTTT....

Annem sanki beni beklemişti.Kapının önüne gelmemi gitmek için.Belkide görmek istedi.Ama yogun bakım adı altında tuttukları zindandan iceriye girmeme hemşire kılıgındaki gardiyanlar müsaade etmiyordu ki..Gün içinde sadece bir kere girmiştim.Oda bir kaç Dakika ..Elini tutmustum nefes alıyordu ya o bana yeterdi.O hastanede onunla 26 gun yasamıstım ya bir ömür daha yasardım.Ama annem canım yüregim dayanamamıstı.

Agzıma sokusturulan bir sakinlestiri ile ANNENİ KAYBETTİK acı sözü kulaklarımda çınladı durdu.Halbuki o doktorla ben 2-3 saat önce oturmus ANNEM GÜCLÜDÜR bizi bırakmaz diyordum.O ise bana acıyan gözlerle bakıp İNSAALLAH demişti.Herkes biliyordu.BEN ve Kardeşlerim hariç.Ölüm evinizin icine girene kadar imkansızdır ya.Hep baska hanelere ugrar.Bize sanki sıra gelmeyecek gibi.Benim ANNEM ile yapacak çok şeyim var idi.Hem ben onu iyilessin diye yatırmıstım oraya hemde on kapıdan.Yerini bile zar zor ogrendigim bir MORG levhası asılı bir yerden geri almayacaktım.

Araba getirecektim ön kapıya.Yuzundeki o huzur gülümsemesi ile atlayacaktık Irmakların Ormanların oldugu bir yerde kafa kafaya verip 3-5 gun gecirecektik.SÖZ VERMİSTİM.ANnem özür dilerim ilk kez bir sözümü tutamadım.AFFET:..